25 Temmuz 2015 Cumartesi

Gezdik, Gördük ve Tabii ki Öğrendik ! Temmuz 25, 2015

Merhabalar !

Bugün her zamankinden farklı bir yazı olacak bu blog yazısı. Neden derseniz, bugün kendimize izin verdik ve bilgisayarlarımıza gömülmek yerine açık havaya açılalım dedik. Biraz fazla açılmış olacağız ki bugünkü durağımız Nevşehir oldu. Avanos sizin Göreme bizim dolaştık bütün gün. Tabii ki bu önceden kararlaştırılmış bir plandı. Bu nedenle sabah yolluklarımızı hazırlayıp çıktık yola. Kayseri Nevşehir arası çok kısa, İstanbul'daysanız eğer şöyle bir ölçü verebilirim. Siz akşam trafiğinde işinizden evinize gidene kadar biz buradan Avanos'a varmış oluyoruz. Bu nedenle eğlenceli bir yolculukla kısa sürede vardık durağımıza. 


Gezimiz, ekibimizin bitmeyen enerjisiyle gayet güzel, sorunsuz geçti. Kendi adıma bu geziden öğrendiğim şu oldu; insanlar zor durumda kaldıklarında gerçekten çok yaratıcı olabiliyorlar. Hayatta kalmak en temel içgüdümüz; burada bu doğrultuda insanoğlunun neler yapabileceği gözlerimizin önüne seriliyor. Bu bölgede kesinlikle tarihi çok açık bir şekilde hissediyorsunuz. Örneğin bugünkü duraklarımızdan Zelve vadisi, Kapadokya'nın en eski ve en uzun süre kullanılan yerleşim yeriymiş. Hristiyanlığın bölgede yayıldığı ilk zamanlarda, Bizans'ın zulmünden kaçan insanlarca kurulmuş doğal kaya evlerden oluşuyor burası. Dinlerini yaşamak için izole bir yer arayan insanlar burayı uygun bulmuşlar ki kayaları kazıyıp evler yapmışlar kendilerine. Hristiyanlık neredeyse buradan yayıldığı için içeride kiliseler ve manastırlar var çokça. Bununla birlikte insanların yaşadığı evleri de görebilirsiniz. Bölge hatta 1950li yıllara kadar da Türkler tarafından hayvan otlatırken sığınacak yer olarak görülmüş ve insanlar hayvanlarıyla zaman zaman bu eski evlerde yaşamışlar. Bıraktıkları çok da hoş olmayan izler hala görülebilir. 

Gezimizi tamamladıktan sonra GENKÖK'e döndük ve pazartesi günü başlayacağımız 48 saatlik Türkiye'nin ilk biyoinformatik hackathonu olma özelliğindeki hackathonumuz için hazırlık yaptık. Hackathon ne derseniz, şöyle ki, daha çok bilgisayar mühendislerince, kod yazmak için yapılan, konsantrasyonu bozmamak için muhtemelen 1 günden fazla süren kod lama maratonu olarak tanımlayabiliriz. Biz bilgisayar mühendisi değiliz ( Ahmet ve Canan hariç tabii ki), ancak burada yaptığımız iş kod tabanlı olduğu ve  biz de kod yazmakla uğraştığımız için, böyle bir şey yapmayı uygun görmüş hocamız. Odamızı 48 saat boyunca terk etmeyeceğimiz için, buna uygun hazırlıklarımızı yaptık. Çalışma ortamımızın en rahat ve bizim açımızdan en verimli nasıl olacağını düşündük. Bu doğrultuda çılgın bir fikirle, tüm odamızı halıfleks ve halıyla döşedik. Böylece ev rahatlığını yakalamış olduk. Bunun haricinde yiyecek ve içecek takviyemizi yaptık. Power nap yani kısa ama verimli uykumuz için yerlerimizi hazırladık. Pazartesi günkü maratona hazır ve nazırız şimdiden. Yapacağımız iş aslında çok ciddi, umuyorum ki hepimiz bunun altından başarıyla kalkarız. Bu süreçte, açacağımız Twitter hesabıyla mental durumumuzu sizlerle paylaşacağız. Güler misiniz ağlar mısınız orası size kalmış, ama takipte kalabilirsiniz. Adresi gene bu blog adresinden duyuracağız.

Son olarak söylemek istediğim şey ise şu; perşembe günü her birimizin bir teknoloji devini anlatığı bir sunum yapacağız ve bu sunumu YouTube'a yüklemeyi düşünüyoruz. Eğer ilginiz varsa, bu derlemeyi kaçırmamanızı öneririm. Biz çok çalışıyoruz, umuyorum ki ortaya iyi bir şey çıkarabiliriz.

Şimdi alarmsız bir sabaha uyanacak olmanın mutluluğuyla yazımı bitiriyorum. Hepinize mutlu pazarlar ! 

Bizimle kalın :)

FC.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder