25 Ağustos 2015 Salı

Söylenecek Çok Şeyden Bazıları

Merhabalar

Kamptan ayrılıp eve döneli 10 gün oldu. Eve geldiğimde nedense sanki önceki gün ayrılmış gibiydim. Kamp resmen 2 aya yakın bir sürenin göz açıp kapamalık bir sürede akmasına sebep olmuş bence. Hayatım boyunca hiç böyle yoğun bir programa katılmamıştım ve sonunda ciddi anlamda artık daha farklı düşünebildiğimi görüyorum. En basitinden kafamda önceden tam netleşemeyen biyoinformatik olgusunu netleştirip, hayatımın bundan sonraki kısmında programlamayı hiçbir şekilde geri plana atmayacağıma karar vermiş bulundum.

Kampta Python ağırlıklı olmak üzere html, css, bir JavaScript kütüphanesi olan D3 ve R gibi çeşit çeşit dillerle programlaya değindik. Eminim kampın tüm katılımcıları Python hakkında eskisine göre oldukça ilerlemiştir. Pythonda ilerlemeyi bence en çok yağtığımız 48 saatlik Hackathon sağlamıştır. Ayrıca bir çok dil hakkında da bilgimiz olmuş oldu ki bence bu da oldukça değerli bir şey. Programlamanın, her zaman bahsedilen, biriken verilerin işlenmesi dahil geleceğin yönününün büyük bir belirleyicisi olduğunu artık söylemeye gerek yok. Buraya gelirken kısmen sahip olduğum programlama bilgimi, ikili guplar halinde veya hep birlikte yaptığımız projeler sayesinde rayına oturttum. Hatta gelince farkettim ki geçen yıl okuldayken üzerinde uğraştığım bir kaç konu hakkında aklıma birçok fikir geliyor, ben bunu böyle yapmayı nasıl düşünememişim diyorum. Bunların bitirme tezimde işime çok yarayacağına eminim. Bazen her insan programlamayı nasıl sevmez diye düşünmüyor değilim. Çok mu abarttım acaba :)

Sunumlarımızı yaparken hepimizi değişik bir heyecan sarıyordu diyebilirim. Günün üçte ikisini birlikte geçirdiğimiz insanlara değil de topluluklara sunar gibi sesimizin içine kaçtığı da oldu :) Bunun sebebi sanırım sunum sonrası hocamız ve yardımcıları Osman Türkyılmaz ile Ayşegül Murat'ın bizi eleştirmesiydi. Onlar da aslında sunum sonrası dürüm mü yesek dediğimiz insanlar ama sunum sırasında herkese bir ciddilik çöküyordu. Güzel de oldu , sonlarda hepimiz sunum yaparken hataları oldukça azaltmıştık. 

Oyun oynamaları söyleye söyleye bitiremedik ama bir kere daha söylemek istiyorum bence insanın hayal gücünü geliştiriyor, bir yandan dikkat toplamasını sağlıyor oyun oynamak. İyi ki de oynadık şimdi evde Counter atasım geliyor ama kimseyi bulamıyorum.  

Tanıştığım insanlar sık konuşan Fatma'dan hiç konuşmayan Mustafa'ya kadar gerçekten mükemmeldi. Herkes çok çok değişik bir yandan da oturup bir odada saatlerce ortak işler yapacak kadar benzerdi. Hocamızın yardımcısı olan Osman Türkyılmaz'ın her gün bizimle olup yardımcı olması ve sürekli görev verebilme potansiyeliyle konuşup gülümseyerek nabzımızı ölçmesine de değinmeden geçmeyeceğim. Bir de hocanın diğer yardımcısı olan Ayşegül Murat'ın  bize son günlerde getirdiği yağlama geldi aklıma şimdi. Ne kadar güzeldi ellerine sağlık! Hocamızın da sürekli rahatımızın yerinde olup olmadığını kontrol etmesi, ki hiç bir öğrenme ortamında olamayacağımız kadar rahatken, gerçekten bize verdiği önemi gösteriyor. Blogdaki son yazımın da sonunda hepsine çok ama çok teşekkür ediyorum. İyi ki Kayseri'ye gittim, iyi ki onları tanıdım. 

Hoşçakalın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder